Blog – Uzman Klinik Psikolog Hulusi Sarıkadıoğlu https://hulusisarikadioglu.com Uzman Klinik Psikolog Hulusi Sarıkadıoğlu - Alanya Psikolog Sun, 01 May 2022 12:22:40 +0000 tr hourly 1 https://hulusisarikadioglu.com/wp-content/uploads/2021/12/alanya-psikolog-logo-120x120.png Blog – Uzman Klinik Psikolog Hulusi Sarıkadıoğlu https://hulusisarikadioglu.com 32 32 Çocuklarda ve Ergenlerde Takıntı (OKB) https://hulusisarikadioglu.com/cocuklarda-ve-ergenlerde-takinti-okb.html Thu, 28 Apr 2022 19:49:34 +0000 https://hulusisarikadioglu.com/?p=2569 Çocukluk çağında başlayabilen takıntı (okb), ergenlik döneminde de görülüyor. Çocuklarda ve Ergenlerde Takıntı fark edilmesi daha zor ve çocuk bu sorunu çevresine fark ettirmeyecek şekilde takıntılarını içsel olarak yaşıyor olabilir. Uzman Klinik Psikolog Hulusi Sarıkadıoğlu bu dönemde ailelerin çocuk ve ergenlere yaklaşımı önem kazanırken, çocuk ve ergenin davranışlarını kısıtlama, katı kurallar koyma gibi durumlardan önce onları bilgilendirmenin önem taşıdığını ifade etti.

Takıntılar, zihni meşgul eden, yoğun kaygıya neden olan ve karşı konulmaz tekrarlayan düşünce ve dürtülerdir. Kompulsiyon (zorlama) ise obsesyona bir tepki olan ve bu kaygıyı azaltmaya yardımcı olan tekrarlayıcı ve istenmeyen davranış ve düşüncelerdir. Kişi bu düşünce ve eylemlerin absürt, mantıksız ve zaman alıcı olduğunu bilir ancak bunlardan kurtulamaz. Bu koşulların takıntı olarak adlandırılması için günde bir saatten fazla sürmesi gerekir. Bazen ergenler çevre tarafından yanlış anlaşılma korkusuyla dertlerini paylaşmaktan kaçınabilirler. Bu durum tanı ve tedavide gecikmelere neden olabilir.

En sık görülen obsesyonlar, bulaşma ve dini içerikli obsesyon, şüphe ve saldırganlık, kendine veya başkalarına zarar verme, simetri obsesyonlarıdır. Bu düşünceler ergenlerde korku ve endişe yaratır. Kötü bir şey olacağını, bir şeylerin eksik veya yanlış olduğunu ya da birinin incineceğini düşünmek, kompulsif davranışlar dediğimiz tekrarlayıcı davranışlara yol açabilir. Hastalığın yayılmasını önlemek için ellerini sık sık yıkayabilirler, kirli kabul edilen ortamlardan kaçınırlar (örn. Kapı kolları, musluk başlıkları) çevreden yanlış anlaşılmamak için bu düşüncelerle mücadele ederler, , aynı soruları tekrar tekrar sorması ve belirli duaları belirli sayıda okuması işe yarayabilir. bu davranışlara örneklerdir. Bu ve buna benzer pek çok davranış ve düşünce olabilir.

OKB’li ergenler genellikle kendi duygu ve düşüncelerine orantısız önem veren ve sorumluluk duygusu yüksek kişilerdir. Dine, ahlaka ve toplumsal değerlere çok fazla önem verirler. Düşüncelerini ve duygularını kontrol etmede mükemmeliyetçilik gösterirler ve kendilerine karşı acımasız ve eleştirel bir bakış açısına sahiptirler. Genetik bir yatkınlık da olabilir. Bu çocukların aile fertlerine bakıldığında benzer problemler yaşayanları görebiliriz. Kaygı, stres yaşandığı dönemlerde (sınav dönemleri, sevdiği birinin kaybı vb.) yatkınlığı olan gençlerde bu durumun ortaya çıkmasını tetikleyebilir.

Bu konuda yardım almak isteyen ebeveynler, Alanya çocuk psikoloğu ile ilgili soruları için bizimle iletişime geçebilirler.

Çocuklarda ve Ergenlerde Takıntı (OKB) Belirtileri

Çocuklar, yetişkinlerden farklı şekilde, takıntılarının ve düşüncelerinin aşırı ve anlamsız olduğunun farkına varamayabilirler. Bunun dışında tanı kriterleri yetişkinlerle aynıdır. Yani, tekrarlayan takıntı ve düşünce vardır, kişi bunların aşırı veya anlamsız olduğunu, takıntının önemli ölçüde sıkıntıya veya ciddi fonksiyonel bozulmaya yol açtığını veya zaman kaybına neden olduğunu kabul eder.  Bu durumun başka psikiyatrik bir bozuklukla açıklanamaması veya bir maddenin veya genel tıbbi durumun doğrudan etkisi olmaması gerekir..  Çocuklarda yıkama, kontrol etme ve temizlenme davranışları yaygındır. Çocuklar genellikle yardım aramazlar, genellikle ebeveynleri tarafından fark edilirler ve yardım sürecine başlarlar.

Konsantre olma zorluğuna ek olarak, okul ödevlerinde kademeli olarak başarısızlıklar gözlemlenebilir. Yetişkinler gibi çocukların da bu davranışlara evlerinde akranları, öğretmenleri ve yabancıların varlığından daha fazla katılmaları daha olasıdır.  Çoğu zaman yavaş yavaş başlar, ancak bazı durumlarda aniden başlar.
En sık görülen semptomlar bulaşma korkusu, el yıkama ve kaçınmadır. Bir kişinin ebeveynlerinin veya kendisinin güvenliği ile aşırı meşgul olması da yaygındır. Obsesyonları kontrol etme başka bir yaygın semptomdur ve daha yaygın obsesyonların bir semptomu olabilir; örneğin, çocuk başkalarına zarar vermediğine dair kendine güvence vermeye çalışabilir.

Ebeveyn onayı, sayma, programlama ve dokunma gerektiren zorlayıcı davranışlar da yaygındır. “Doğru” olana kadar (sessizce dua etmek, belirli kelimeleri tekrarlamak, bir şey düşünmek) yapmaya çalışmak şeklini de alabilir. Çocuk ve ergenler çoğu zaman bu takıntılardan ötürü utanç için de olabilirler. Çocuk ve ergenler insanların onlar hakkında olumsuz düşünebilecekleri korkusuyla düşüncelerini ve davranışlarını sergilemekten kaçınabilirler. Bu nedenle bu gibi durumlar da daha dikkatli ve ince düşünmemiz gerekebilir.  Çocuk ve ergenler için bu dönem de aile yardımı oldukça önemlidir.

Takıntı konusunda ve diğer konularda bilgi almak için Alanya Psikolojik Danışmanlık Merkezi ve Alanya Psikolog  olarak bizlere ulaşabilir veya bizleri ziyaret edebilirsiniz. 

Takıntı (OKB) Neden ve Nasıl Ortaya Çıkar?

Takıntı (OKB)’nin nedenleri biyolojik, psikolojik, çevresel faktörler ve duyarlı kişilik özellikleri olarak varsayılmaktadır, ancak kesin nedeni belirlenmemiştir. OKB bozukluğun ana nedeni genetik faktörlerdir. Tek yumurta ikizlerinde OKB’nin birlikte görülme oranı %85’tir. Ailede normal popülasyona göre 5-10 kat artmış OKB riski vardır.

Psikolojik faktörler; akademik başarısızlık, sınav kaygısı, arkadaşlık sorunları, cinsel kimlik sorunları, ergenlik sorunları, boşanma, yaşam olayı sorunları
Çevresel faktörler; model olması açısından ailede OKB olması hem biyolojik hem de çevresel bir faktördür.

Çocuklar ayrıca ebeveynlerini taklit ederek semptomları öğrenebilirler. Bununla birlikte, hastanın semptomları genellikle diğer aile üyelerinden farklıdır.

Obsesif Kompulsif ( OKB ) Bozuklukta Görülebilecek Yaygın Takıntılar ve Belirtileri

  • Temizlik
  • Kontrol Etme
  • Tekrarlayıcı Hareket ve Davranışlar
  • Biriktirme Davranışı
  • Kirlenme
  • Sıralama ve Düzenleme
  • Dini Düşünceler

Çocuk ve ergende dini obsesyon günah ya da yasak sayılan düşüncelerin akla gelmesi şeklindedir. Biriktirme davranışı, bir şeyi kaybedecekleri düşüncesi neticesinde ortaya çıkabilir. Düzenleme durumu, bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme şeklinde olabilir. Oyuncaklarını hep aynı şekilde sıralayabilir. Sürekli aynı düşünceleri nedeniyle aynı konuda sürekli şekilde sorular sorabilir. Günlük işlerini kendisine göre bir sıralamaya sokabilir ve bu sıranın bozulmaması için çaba gösterebilir. Büyüsel düşünceler de bu dönem de oldukça sık görülebilir.

Anne ve Babalar Takıntılı çocuğa nasıl davranmalı?

Endişeli bir çocuğun ebeveyni olduğunuzda, rolünüzü çocuğunuza güvence, rahatlık ve güvenlik sağlamak olarak görürsünüz. Elbette acı çeken bir çocuğu mümkün olduğunca desteklemek ve korumak ve onların acı çekmesini önlemek istersiniz. Ancak gerçek şu ki, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) gibi anksiyete bozukluğu olan çocukları korkularını tetikleyen şeylerden uzak tutmaya çalışmak çocuğa zarar verebilir. Bir ebeveyn olarak, doğal olarak gelen şeyler yapmak, istemeden hastalığın çocuğunuzun hayatını istila etmesine ve ele geçirmesine izin verebilir. Bu nedenle, ebeveynler çocukluk kaygısının tedavisinde şaşırtıcı derecede önemli bir rol oynamaktadır. Pediatrik OKB tedavisinde altın standart, maruz kalma ve tepki önleme adı verilen bir tür bilişsel-davranışçı terapidir. Bu terapi, çocuğun artık korkmaması ve nesnelerden veya durumlardan kaçınması için kademeli ve sistematik olarak çocuğun kaygılarına maruz bırakılmasını içerir.

Korku Sıralaması Yapmak

Çocuk, ebeveyn ve terapist, tüm korkulu durumları tanımlamak için işbirliği yaptıkları, 0-10 arasında bir ölçekte kategorize ettikleri ve tek tek ele aldıkları bir “korku ölçeği” oluştururlar. Örneğin mikroplardan korkan ve hastalanan bir çocuk, korkusu geçene ve onlarla yaşayabilene kadar sürekli “kirli” olaylar ve nesnelerle karşı karşıya kalır. Çocuklar ilk olarak temiz bir havluya dokunmak gibi düşük seviyeli bir kaygı nesnesiyle başlarlar; daha sonra, biraz daha kirli olduğunu düşündüğü daha zor bir nesneye geçerler. Tepki önleme, çocuğunuzun kaygıyı azaltmaya yardımcı olan davranışlarda bulunmasını önlemeyi içerir. Örneğin mikroplardan korkan çocuklar kapı kollarına veya çöp kutularına dokunduktan sonra ellerini yıkamaktan kaçınırlar. Kademeli maruz kalma yoluyla, “korktuğu” şeylerin genellikle gerçekleşmediğini öğrenir, böylece yeni öğrenme gerçekleşebilir. Ayrıca bu rahatsızlık duygusuyla yaşayabileceğini de öğrenir.

Ev Ödevleri

Bilişsel davranışçı terapideki çalışmaların çoğu, ebeveynleri terapiye dahil eden seans dışı egzersizleri içerir. Çocuklara “ödev” verilir ve çeşitli ortamlarda korkularıyla yüzleşmeye devam etmeleri istendi. Aile katılımı ve desteği önemlidir çünkü maruz kalma ve tepki önleme kaygıyı artırabilir ve kapsamlı takip gerektirebilir. Terapistin “insan elektrikli süpürge” dediği halıdaki küçük çöp artıklarını toplamayı teşvik edebilirler. Ebeveynler, kirlenme korkusu olan bir çocuğu bulaşıkları yıkamaya, Kusmaktan korkan bir çocuk terapisti ile yaptığı bir seansta, “kusmuk adam” hakkında bir çizgi roman yazabilir ve ardından anne babasına yüksek sesle okuma alıştırması yapabilir.

Güvenceyle İlgili Sorunlar

Evde maruz kalma söz konusu olduğunda, ebeveynlerin rolü destek olmaktan daha fazlası olmalıdır. OKB, çocuklarda engelleyici bir bozukluk olabileceğinden, akrabalar genellikle çocuğun işlevine yardımcı olmak için çocuğun semptomlarına aşırı derecede dahil olurlar. Örneğin, OKB’si olan birçok çocuk, diğer anksiyete bozuklukları olan çocuklara benzer şekilde, sürekli olarak ailelerinden onay ister. Çocuklar korkularıyla başa çıkmak için teyit almak ister ve birçok aile bunu çok fazla bulsa da çocuklarına kendilerini rahat hissettirmek için bu teyit sağlarlar. Kabul onayı, “aile ile tedavi”nin birçok biçiminden biridir. Bu fenomen, aile üyelerinin çocuğun kaygısını yönetirken ritüellere nasıl katıldığını ve ailenin çocuk için kişisel ve aile aktivitelerini nasıl düzenlediğini ifade eder.

Ebeveynler, çocukları bir çok kez cevabı duymasına rağmen sormaya devam etmesinden dolayı sinirlenebilirler. Çocuk için sizden teyit almak korkuyla baş etmek için kullanılır.

Pek çok uzlaşma türü vardır. Aileler, çocukları için endişe yaratan durumlardan kaçınmak için tatil yapmayı bırakabilir, restoranlara gitmeyi bırakabilir ve hatta konuşma biçimlerini değiştirebilir. Kaygı uyandıran belirli isimlerden, sayılardan, renklerden ve seslerden kaçınabilirler. Ailelere, aile üyelerinden destek aramak yerine, terapiye “sıkışmış” bir çocukla nasıl başa çıkacakları ve hangi başa çıkma becerilerini edinmeleri gerektiği veya kaygılarıyla bir patron gibi nasıl başa çıkacakları öğretilir. Çocuklar sonunda daha bağımsız hale gelir ve aileler kaygının artık ailelerini etkilemediğini anlar. Kardeşler, büyükanne ve büyükbabalar ve büyükanne ve büyükbabalar da ebeveynler kadar terapiye dahil olmasalar da bu aile uzlaşmasında rol oynayabilirler.

Obsesif davranışları dikkatli bir şekilde gözlemlemek, çocuğunuzun hayatındaki etkisini takip etmek, bu alanda bir uzmana danışmak ve obsesyonlara neden olan faktörleri tespit etmeye ve anlamaya çalışmak çok önemlidir. İster olumlu ister olumsuz olsun, zorlayıcı davranışlara odaklanmak, bu davranışları güçlendirmeye yardımcı olabilir. Çocuğunuz bu davranışları dikkatinizi çekmenin bir yolu olarak görüyorsa, durumu daha da zorlaştırabilir.

Unutmayın, bir ebeveyn olarak kendi davranışlarınız için bir rol modelsiniz ve çocuğunuz için en etkili yol izleyerek öğrenmektir. Aşırı ayrıntılı, mükemmeliyetçi cevaplar verirseniz, çocuğunuz onları taklit edecektir. Çocuklara kendi sorunlarını çözme fırsatı vermek, güven gelişimini destekler ve anne-baba olarak koşulsuz sevgi ve kabul görmelerini sağlayarak hem kişilik gelişimini destekler hem de riskli davranışları engeller. Çocukla ilgili beklentileri gözden geçirmek, kaygıyı artırabilecek tutum ve eleştirilerden kaçınmak ve çocuğunuzun sorunlarının nedenini anlamaya çalışmak önemlidir.

Çocuklarda ve Ergenlerde Takıntı ve diğer konularda bilgi almak için Alanya Psikolog Danışmanlık Merkezi ve Alanya Psikolog  olarak bizlere ulaşabilir veya bizleri ziyaret edebilirsiniz. 

 

Kaynak: https://childmind.org/article/kids-and-ocd-the-parents-role-in-treatment/

 

]]>
Evlilik ve Çift Terapisi https://hulusisarikadioglu.com/evlilik-ve-cift-terapisi.html Fri, 11 Mar 2022 08:42:23 +0000 https://hulusisarikadioglu.com/?p=2468 Evlilik terapisi, çift terapisi ve ilişki terapisi, bireylerin birbirleriyle geliştirdikleri yakın ilişkileri desteklemek için tasarlanmış benzer yöntem ve kavramlardır. Aile bireylerinin alkol veya uyuşturucu madde kullanması, cinsel sorunlar, yeme bozuklukları, çocuk ve ergenlerde davranış bozuklukları veya sorunları, duygusal istismar, ihmal ve şiddet, boşanma veya ayrılık kararları Evlilik veya ilişkilerin düzelmesi gibi farklı duygusal ve psikolojik problemlerde evlilik terapisine ihtiyaç duyulabilir.

Evlilik ve çift terapisi, ilişkide olumlu bir değişiklik meydana getirmek için çiftler veya tüm aile arasındaki yakın ilişkilerin incelendiği bir psikoterapi dalıdır. Çift terapisinin temel amacı, çiftlerin kendilerini ve birbirlerini daha iyi anlamalarına ve ilişkilerinde hedefe yönelik değişiklikler yapmalarına yardımcı olmaktır. Terapi her iki eşi olduğu kadar çekirdek aileyi de kapsıyorsa aile terapisi olarak adlandırılır ve çiftler arasındaki sorunlardan çok aile üyeleri arasındaki ilişkilere odaklanır. Aile terapisi uygulamasında odak bazen çiftler arasındaki ilişkiye kayabilir. Bu durumda çocuğun sürece dahil edilip edilmemesi konusunda bir terapistin görüşünün alınması önemlidir. Günümüzde çiftlerin birbirlerinden beklentileri, mutluluk istekleri, kadın erkek ilişkilerinin asgari standartları ve profesyonel yardıma olan ihtiyacı arttırmaktadır. 

Evlilik ve Çift Terapisi Terapisi Nasıl Uygulanır?

Evlilik ve çift terapisi uygulamasında kullanılabilecek birkaç farklı yaklaşım vardır. Bazı terapi uygulamalarında tüm aile bireyleri aynı seansta bir araya getirilirken, bazı uygulamalarda ise bir veya birden fazla aile üyesi ile sadece bir çift seansa getirilebilmekte ve sırayla seansa olabilmektedir. Öte yandan, bazı durumlarda terapiye çekirdek aile dışından da katılım gerekebilir. Büyükanne ve büyükbaba aile üyeleriyle yaşıyorsa, seansa alınabilirler. Ayrıca çocuk odaklı aile terapisi uygulamasında, uzmanın gerekli gördüğü durumlarda çocuğun öğretmeni, danışmanı veya sosyal hizmet uzmanı da görüşmelere katılabilir. Aile ve çift terapisi vakadan vakaya değişmekle bu nedenle seans sayısını önceden vermek oldukça zordur. Seans süresi vakaya ve seansa alınacak kişilere göre 50 ile 80 dakika sürebilir. Hastanelerde veya özel kliniklerde/merkezlerde yapılır.

Aile Terapisine Ne Zaman Başvurmalıyım?

Hiçbir ilişki mükemmel değildir, olamaz da. Önemli olan bu durumu ve sorunu nasıl ele aldığımız, stratejilerimiz ve ilişkilerimizde sorun yaşamaktansa bunları çözüp çözemeyeceğimizdir. Evliliğimizde sorun yaşamamız normaldir. Bazen bir ilişkide bu sorunları çözebilirken, bazen o kadar karmaşıklaşıyor ki içinden çıkamıyoruz ve çözmekte zorlanıyoruz. Sorunları çözmeyen partner; ilişkide karşılıklı olumlu duyguların azalması, cinsel yaşamı olumsuz etkileme, yoğun tartışmalar, memnuniyetsizlik, iletişim kaybı gibi sorunlar yaşar. Çiftler birbirini seviyorsa ve evliliklerini veya ilişkilerini sürdürmeyi kabul ediyorsa, onları bu sorunları çözmeye motive etmek önemlidir. Sorunların çözülmediği bir evlilikte boşanma ve ayrılıklar olabilir, ancak diğer bir seçenek de mevcut sorunları çözmek için adımlar atmak ve bu konuda yardım almaktır.

Tüm bunların yanında aile, çift ve evlilik terapisi için baş edilemeyen, içinden çıkılamayan durumların olması da gerekmiyor. Çiftlerin iletişimlerini ve bağlarını güçlendirmesi, ilişki kalitesinin artması ve bir uzmandan yardım almak istemeleri sonucu aile danışmanlığı hizmeti alabilirler.

Evliliğe hazırlık aşaması, çiftlerin kök aile sisteminden (kendi ebeveynleriyle birlikte yaşadıkları dönem) getirdikleri anlayış ve kalıplar dikkate alındığında aslında iki farklı aile sisteminin birleşmesi olarak düşünülebilir. İki aile sisteminin uyumluluğu; farklılıklarını ve ortaya çıkan sorunlarla başa çıkma becerisini içerir. İlişki ve evlilik terapisinin hedeflerinden biri, bir eşin ailesinden inançlara, değerlere, mesafelere ve sınırlara dayalı olarak esneme ve uyum sağlama yeteneğini geliştirmektir. Eşler, kök aileden alışık oldukları düzeni korumaya çalıştıkları için bu geçiş döneminde zorlanabilirler. Bu geçiş süreci farklı çelişkileri de beraberinde getirebilir. Çift ve evlilik terapisi, bireylerin kendi ilişki kalıplarını tanımalarını ve bu tür çatışma durumlarında kök aile sistemindeki bu durumun eş ilişkisine nasıl yansıdığını anlamalarını sağlar.

AİLE İÇİ SORUNLAR

Aile içinde yaşanan bazı sorunlar şunlardır;

  • Aile İçi Şiddet
  • Ekonomik Sorunlar
  • İletişim Sorunları
  • Boşanma
  • Aile içi İstismar
  • Çocuk ve Ergenlerde Davranış Sorunları
  • Bağımlılık Nedeniyle Ayrılamama vb.

Sorunun kaynağı ne olursa olsun, her aile üyesinin işleyişini büyük ölçüde etkiler. Aile üyeleri süreç boyunca sağlıklı bağlar kurmazsa, gerginlik herkesin fiziksel ve zihinsel sağlığına, ilişkilerine ve günlük iş yapma becerisine zarar verebilir. Aile Danışmanlığı, ailelerin sorunlarını çözmelerine yardımcı olmak için geliştirilmiştir.  Ailenin iletişim şekline ek olarak, aile yapısını etkileyebilecek kişisel sorunları da değerlendirir. Danışmanlık sırasında aile üyelerinin birbirlerini daha iyi anlamalarını, etkili iletişim kurmalarını, problem çözme becerilerini geliştirmelerini, kriz durumlarına yanıt vermelerini ve değişim için daha olumlu çaba göstermelerini sağlayın. 

Evlilik ve çift terapisi hakkında detaylı bilgi almak için Alanya Psikolog  ve Alanya Psikolojik Danışmanlık Merkezine ulaşabilir veya bizleri ziyaret edebilirsiniz. Kadromuzda bulunan Uzman Klinik Psikolog Hulusi SARIKADIOĞLU ve Alanya Psikolojik Danışman ve Aile Danışmanı Gülderen AKDAĞ’dan profesyonel bir yardım alabilirsiniz.  

]]>
Alanya Psikolog Seans Ücretleri https://hulusisarikadioglu.com/alanya-psikolog-seans-ucretleri.html Thu, 03 Mar 2022 11:03:34 +0000 https://hulusisarikadioglu.com/?p=2457 Alanya’da bulunan ve psikolojik destek için araştırma yapan birisi için önemli bir kriter de psikolog fiyatları ve seans ücretleri,  yani Alanya psikolog seans ücretleri ve Alanya psikolog fiyatlarıdır. Destek arayanlar için bir psikolog seçmek endişe verici bir süreç olabilir. Gitmeyi düşündüğünüz psikoloğun eğitimi, uzmanlık alanı, kullandığı yöntemler, konum vb.  şeyler psikolog belirleme aşamasında çok önemli olmasına rağmen seans fiyatı psikologların seçimini önemli ölçüde etkileyebilir. Alanya psikolog ücretleri veya Alanya aile terapisi ücretleri genellikle uzmanın aldığı eğitime, tecrübesine, yoğunluğuna ve bilinirliğine göre de değişiklik gösterebilir. Psikolog Alanya kadromuzda bulunan Uzman Klinik Psikolog Hulusi SARIKADIOĞLU dan profesyonel bir yardım alabilirsiniz.

Alanya Psikolog Seans Ücretleri

Alanya’da psikolog tavsiyesi arıyorsanız ya da çocuk psikoloğu, evlilik danışmanı gibi alanlardan birinden hizmet almak istiyorsanız pek çok kriteri değerlendirmelisiniz. Alanya psikolog arayışınız da randevu almadan detaylı ve her yönüyle bir araştırma yapmanızı tavsiye diyoruz. Yardım almak istediğiniz konuyla ilgili eğitimleri, kullandığı teknikleri, deneyimi ve yüksek lisans ya da doktora yapması sizin seçimleriniz için değerli kriterler olmalı.  Evlilik ve aile sorunları, panik atak, sosyal fobi, takıntı, depresyonkişilik problemleridikkat eksikliği, iletişim problemleri vb.  gibi psikolojik kökenli sorunlarınızda kadromuzda bulunan Uzman Klinik Psikolog Hulusi SARIKADIOĞLU ve Alanya Psikolojik Danışman ve Aile Danışmanı Gülderen AKDAĞ’dan profesyonel bir yardım alabilirsiniz.

Alanya psikolojik danışmanlık hizmeti almak için internetten araştırma da genelde Alanya psikolog, Alanya Psikolog tavsiye, Alanya ücretsiz Psikolog, Alanya Psikolog fiyatları, Alanya Pedagog, Alanya en iyi Psikolog, Alanya Psikolog Devlet Hastanesi gibi kelime gruplarını aratarak araştırmaya başlıyoruz. Bu kelime grupları içinde psikolog seans ücretleri önemli bir yer kaplamaktadır.  Araştırma yaparken alınan eğitimler ve tecrübe çok önemlidir. Bunları göz önünde bulundurarak sizin için en iyi seçimi yapmalısınız. Eğer Alanya’da psikolog tercih etmeyi düşünüyorsanız; Alanya Psikolojik Danışmanlık  Merkezine başvurabilir ve Uzman Klinik Psikolog Hulusi SARIKADIOĞLU ile ekibinden danışmanlık alabilirsiniz.

En Pahalı Psikolog En İyi Psikolog Değildir

Türkiye’de özel merkezlerde çalışan psikologlar için seans ücreti düzenlemesi bulunmamaktadır. Bu, her psikoloğun çok farklı bir fiyata hizmet vermesini neden olabiliyor. Bir psikoloğun hizmet bedeli, psikologdan psikoloğa, bölgeden bölgeye değişir. Aynı bölgede ki psikologlar ücretler alabilir. Psikoloğun eğitiminden hizmet türüne, unvanına ve popülerliğine kadar her şey seans ücretine yansıtılır. Ancak bu, her zaman iyi psikologlar için danışma ücretlerinin daha yüksek olması gerektiği anlamına gelmez. Kişisel tatmin, ofis maliyetleri, psikolojik destek yöntemleri, kentsel rekabet vb. etkenler de terapi ücretleri için oldukça etkilidir.

En iyi psikolog araştırılırken incelemeler bazen manipüle edilebilir. Ayrıca kişi özellikle internet ortamında farklı isimler hakkında yorum yaparak kendini iyi bir psikolog olarak tanıtabilir. Bu noktada danışanların haklarını anlamaları çok önemlidir. Evet, birçok terapist özel hayatları hakkında bilgi paylaşmaz veya kendilerinden bahsetmez ancak konu kendi uzmanlık alanlarına geldiğinde danışanların burada bazı hakları vardır ve bu haklar hakkında soru sormak her zaman düşünülmeye değerdir. Doğru psikoloğu seçmek için doğru soruları sormak gerekir. Google aramalarında ilk karşımıza çıkan terapist, her zaman en iyi terapist olmayabilir. Sadece interneti iyi kullanmayı bilen biri olarak karşımızda çıkıyor olabilir.

Bazen danışmanların diploması bile olmayabilir. Günümüzde birçok kısa süreli kişisel gelişim kursu sunulmaktadır. Ne yazık ki, bu şekilde eğitim almış kişiler kendilerini terapist sanabilirler. Bu nedenle diploma her zaman sorulan ilk nokta olmalıdır.

Terapiden Neler Bekleriz?

Terapi, terapistlerin danışanları hakkında yorum yapabileceği bir yer değildir. Öncelikle durumu anlamamız gerekiyor. Bazı terapi ekollerinin “yorumlama” teknikleri vardır, ancak bunlar sonraki terapi ilişkisi tam olarak kurulduktan sonra yapılır. Bu yüzden iyileşme sürecinde kendimiz hakkında mümkün olduğunca çok şey öğrenmeliyiz. Ağzımızdan çıkan kelimeleri yakalamak ve anlamlarının farkında olmak bir kazanım olacaktır. Bu nedenle terapide nelere dikkat edilmelidir sorusunun ilk cevabı beklentilerdir. Seanslarla ilgili ve sonrasında beklentilerimiz neler, neler olasını istiyoruz. Bu beklentilerimizi danışmanımıza anlatarak, gerekirse bu konu üzerinde konuşarak daha fazla bilgi alabiliriz. Belki de burada ki konuşma sürecin ilerlemesinde beklemediğiniz yerler de size çıkışı bulmanız da ve devam edebilmeniz de yardımcı olabilir. 

Terapiden Sonra Üzülmek Normal Midir?

Terapide sizin için zor olan geçmiş deneyimlerden bahsediyorsunuz. Bu deneyimlerin yeniden gündeme gelmesi, konuşulması ve dile getirilmesi sizi üzebilir. Üzüntü seans bitiminde de devam edebilir. Bu nedenle seansa başladıktan iki veya üç seans sonra üzüntü hali tekrar ortaya çıkabilir. Daha önce de söylediğimiz gibi beklentilerimiz eğer seanstan sonra harika hissetmekse, seanstan sonra üzüntü hissetmek, hayal kırıklığına neden olabilir. Bununla birlikte, terapinin temel amacı, bu deneyimlerle nasıl başa çıkılacağı konusunda fikir edinmektir. Çünkü seansta sizin için zor ve yardım aradığınız konunun üzerine gidiyorsanız, üzülmeniz, kötü hissetmeniz beklenebilir. İyi bir seansın sonunda üzülebilirsiniz. Çünkü bu zor anılarla mücadele ediyorsunuz.  Ama başa çıkmayı da öğreniyorsunuz.

 

Alanya Psikolog Seans Ücretleri hakkında detaylı bilgi almak için Alanya Psikolog  ve Alanya Psikolojik Danışmanlık Merkezine ulaşabilir veya bizleri ziyaret edebilirsiniz    

]]>
Panik Atak ile Başa Çıkmanın 8 Yöntemi https://hulusisarikadioglu.com/panik-atak-ile-basa-cikmanin-8-yontemi.html Mon, 07 Feb 2022 17:24:21 +0000 https://hulusisarikadioglu.com/?p=2442 Son zamanlar da toplumda panik atak ya da panik bozuklukyaygınlaşmıştır. Kişinin hiç beklemediği ve herhangi bir problem yaşamadığı zamanlarda ortaya çıkabilen bu ataklar; göğüs ağrısı veya baş dönmesi olarak kendini gösterebilir. Çarpıntı, titreme, terleme, ateş basması, mide bulantısı ve kollarda uyuşma ile devam edebilir. Günlük hayatında, görünürde tehlike yokken, ani; çarpıntı, göğüs rahatsızlığı, nefes darlığı ve kas gerginliği, sıcak basması, soğuk terleme, titreme, baş dönmesi, mide bulantısı ve his kaybı baygın. Her an yaşanabilecek gibi görünen bu yoğun korku ve endişe hali, kalp krizi, felç, cinnet ve ölümün habercisi olarak görülebilir. Yoğun korku ve kaygı ile birçok fiziksel semptomun eşlik ettiği bu duruma “panik atak” denir. Panik atak, vücudun koruyucu sistemlerinin bilinçli veya bilinçsiz olarak tetiklenmesidir.

Panik Atak ile başa çıkma daha önce atak geçirmiş kişiler için oldukça önemli bir konudur. Her insan belli dönemler de ya da beklenmedik anlarda panik atak geçirebilir. Panik bozukluk durumunda ise panik atağın sık sık tekrarlaması ve panik atak geçirme korkusu ile günlük hayatını yaşayamaz, hayatın da değişiklikler yapmak zorunda kalırsa, sosyal hayatını sürdürmekte zorluk çekiyorsa bir ruh sağlığı profesyonelinden yardım alması gerekebilir. Panik Atak ile başa çıkma ile ilgili neler yapabilirsiniz? Sizlere yardımcı olacak bir kaç maddeyi derledik.

Panik Atak İle Başa Çıkma 

  • Panik atağın sonucu hakkında endişelenmek, kaçınma davranışını teşvik eder. Kaçınma davranışları kalıcı endişeye neden olur. Bu şekilde bir döngü başlar ve pekişerek devam eder. Panik atak ile başa çıkmak için bu döngüyü fark etmeliyiz. 
  • Uyku düzeninize dikkat edin. Düzenli egzersiz yapın. Zaman zaman dikkatinizi dağıtmaya, kendinizi ve bedeninizi dinlememeye çalıştıkça kaygınızın giderek azaldığını göreceksiniz. Kendine odaklanmamak ve bedeninin dinlememek panik atak ile başa çıkmada oldukça etkilidir.
  • Çevrenize bakın ve gördüğünüz üç şeyin ne olduğunu söyleyin, dokusuna ve renklerine odaklanın bunları tanımlamaya çalışın. Sonra duyduğun üç sesi söyle. Son olarak vücudunuzun üç bölümü vardır; bileklerinizi, parmaklarınızı ve kollarınızı oynatın. Panik atağı hissettiğiniz anda bu 3-3-3 kuralını uygulamak, sakinleşmenize ve zihninizde oluşan endişeli düşüncelerden kurtulmanıza yardımcı olacaktır.
  • Derin nefes almak sakinleşmenize yardımcı olabilir. Farklı egzersizlerde olduğu gibi, belirli sayıda nefese odaklanma konusunda endişelenmenize gerek yok, nefesleriniz derin ve eşit. Böylece sakinleşebilir ve yeniden odaklanabilirsiniz.
  • Panik atak sırasında hareket etmek yardımcı olabilir. Yürüyüş, atağınızın başladığı ortamdan çıkmanıza ve ritmik yapısı nedeniyle nefesinizi düzenlemenize yardımcı olabilir. Ek olarak, egzersiz sırasında salgılanan endorfin, ruh hali ve rahatlama için iyidir.
  • Bir fincan kahve, en sakin insanlarda bile endişeye ve mide rahatsızlığına neden olabilir. Panik atak geçiriyorsanız veya geçirme riskiniz varsa kahve, enerji içecekleri, tütün ve diğer tüm uyarıcılardan uzak durmalısınız. Bunun yerine papatya çayı gibi sakinleştirici bir sıcak içecek tercih edilmelidir.
  • Çevrenizdekilere endişenizi anlatmak, gerçeği kavramanıza yardımcı olabilir. Bu da panik ataklarda esnasında tek başına olma hissini azaltabilir. Ayrıca size yardım etmek için birilerinin olması sizin için sakinleştirici bir ortam yaratmasını sağlar.
  • Panik atağınız tekrarlayıcı ve şiddetli ise profesyonel yardım almanız sizin için iyi olabilir.

Ataklarla kendini hatırlattıkça, kişiler ataklar arasında gerginlik, huzursuzluk ve anksiyete dönemleri ile her an yeni atakları beklemeye başlarlar. Bu kaygılı beklemeye beklenti anksiyetesi denir. Bu kaygıya ek olarak, ataklar genellikle belirsiz bir zaman ve yerde gerçekleşeceği düşüncesidir. Kişi evde kimse yokken kalp krizi geçirmekten, hastanede ölmekten, kontrolünü kaybetmekten ve delirmekten ve kendine veya sevdiğine zarar vermekten korkar. 

Bir süre sonra ataklar sırasında olacağını düşündükleri kötü senaryolarla ilgili bazı önlemler almaya başlarlar ve  panik ataklarla mücadele için alkol, uyuşturucu kullanabilirler.  Panik atak ile başa çıkmak için uygulayabileceğiniz daha pek çok yöntem vardır. Ama bu alanda size destek verebilecek bir uzmandan yardım almak ve sorunlarınızı birlikte aşmak, kullandığı teknikler, yöntemler işinizi daha da kolaylaştıracaktır. Sizin için ve getirdiğiniz sorun için en iyi yöntemin belirlenmesi, bu süreci daha hızlı aşmanızı sağlayabilir.

Daha detaylı bilgi almak için Alanya Psikolog  ve Alanya Psikolojik Danışmanlık Merkezi ulaşabilir veya bizleri ziyaret edebilirsiniz.

 

]]>
Özgüveni Geliştirmenin 8 Yolu https://hulusisarikadioglu.com/ozguveni-gelistirmenin-8-yolu.html Thu, 30 Dec 2021 15:34:04 +0000 https://hulusisarikadioglu.com/?p=2404 Genelde insanların özgüvenleri her zaman aynı seviyede olmuyor. Bir gün kendinizi çok iyi ve güvende hissedebilirsiniz ama ertesi gün tam tersini yaşayabilirsiniz. Kendinizi becerikli ve akıllı görmüyorsanız, başarısızlık kaçınılmazdır. Akıllı ve becerikli olduğunuzu düşündüğünüzde, zihniniz buna odaklanacak ve kendi başınıza başaracaksınız. Özgüveni Geliştirme, diğer herhangi bir kişisel beceri gibi, sıkı çalışma yoluyla geliştirilebilir. Her gün yavaş yavaş hedeflerinize ulaşabilirsiniz. Bir anlamda bu, hissedene kadar rol yapmak olarak yorumlanabilir. Ancak başlangıçta liste halinde başvuracağınız bu maddelerin zamanla sizden de gelmeye başladığını göreceksiniz. Özgüveni geliştirme ile hayatınızla ilgili daha derinlemesine bir tatmin duygusunu yakalayacaksınız. Kendine güvenen insanların her zaman hayatta lider oldukları söylenebilir. Bu yüzden yeteneklerinizi asla küçümsememenizi ve kendinize inanmanızı öneririz. İşte bu yolda atabileceğiniz adımlar… 

  • Yeni İnsanlarla Tanışın

Kendine güveni olmayan insanlar yeni insanlarla tanışmaktan korkarlar. Yeni insanlarla tanışmaya çalışın, farklı hayatları anlama sürecini deneyimleyin ve kendinizi sık sık ifade edin çünkü tırnaklar tırnakları yok eder. Bunu yaparken eğitimlere katılabilir, kendinizi geliştirmek için ücretsiz eğitim ve seminerlerden yararlanabilirsiniz.

  • Kendine Nazik Davran

Nazik ol, Merhamet göster kendine. Başkalarından ne beklediğinizi kendinize gösterebilirsiniz. Kendinize en çok duymak istediğiniz şeyi söyleyin. Bırak onu. Sen hayattaki en önemli insansın.  Bu şekilde mutlu, huzurlu ve güvenden hissedeceksin. Kendi acılarına karşı açık olmalı ve kaçmamalısın. Acılarını şefkatle iyileştirmelisin.

  • Bedeninizle Barışık Olun

Aynada gördüğünüz yansımalardan memnun olduğunuz sürece sağlıklı bir insan olmanıza gerek yok. Çünkü herkesin güzel ve çekici fiziksel özellikleri vardır. Bu parçalara odaklanın ve güven oluşturun. Bedeniyle barışık olan birey ruh haline olumlu yönde katkı yapar. Herkesin farklı fiziksel özellikleri vardır. Bizi özel yapan şeylerdir bunlar. Özgüveni geliştirme yolunda bedeninizi, kendinizi kabul etmek çok önemlidir. 

  • Başarılarınıza Odaklanın

Günün sonunda, neler yapabileceğinizi gözden geçirmek için bir dakikanızı ayırın. İlerlemenizi ve deneyimlerinizi takdir edin. Konfor alanınızdan hiç çıktınız mı? Kendinizi sınamak, hedeflerinize ulaşmak özgüveninizi artırmanıza yardımcı olur. Neler başardığınızı görmek, neyi iyi yaptığınızı bilmek sizi daha ileriye götürecek motivasyonu sağlayacaktır. Güçlü yönlerinize odaklanın ve o yolda ilerleyin.

  • Sosyal Medyada Vakit Kaybetmeyin

Tanıdığınız ya da tanımadığınız insanların fotoğraflarına bakmayı bırakın ve onları kendinizle karşılaştırmaktan vazgeçin. Bu alışkanlık kendinize olan güveninizi ciddi şekilde zedeleyecektir. Unutmayın, sosyal medya insanların birbirleriyle rekabet ettiği yerdir ve çok az insan gerçek yüzünü gösterecektir.  Sosyal medya kullanımının olumlu tarafları da olsa, gerçek hayatla farkını anlayabilmeliyiz.

  • İnsanları Anlamaya Çalışın

Bir insanı yargılamak ve ona karşı olumsuz düşünceler ifade etmek, onları anlamaktan her zaman daha kolaydır. Öyleyse kolay olanı seçmeyin, davranışlarını ve tepkilerini anlamaya çalışın. İyi sebepleri olduğunu göreceksiniz. Önemli olan hangi seçime karşı istekli olduğumuzdur. Karşımızda ki kişiyi anlamak istiyorsak, biraz daha fazla çaba göstermeliyiz.

  • Hata Yapmaktan Korkma

Mükemmeliyetçilik kişinin hareket etmesine izin vermez, hareketsiz kalmasını sağlar. Hata yapmaya tahammül edemezsin. Bu yüzden ya hep ya hiç istiyorsun. Böyle düşünürsen bir adım bile atamazsın. Bir işe başlamak için her zaman en iyi zamanı bekliyorsunuz. O anı beklemek sizi ertelemeye devam etmenize neden olacaktır. 

  • Gülümse

Bir gülümseme sizi nasıl daha özgüvenli gösterir? Dostluğunuzu, mutluluğunuzu ve özgüveninizi ifade eder. Çok stresli bir konuşma öncesinde veya başka ortamlarda kendinizi baskı altında hissettiğinizde etrafınızdaki insanlara gülümsemek de ortamı rahatlatacaktır. Gülümsemenin düşündüğünüzden daha fazla olumlu etkisi vardır.

Psikolog Alanya kadromuzda bulunan Uzman Klinik Psikolog Hulusi SARIKADIOĞLU dan profesyonel bir yardım alabilirsiniz.

Bu 8 maddeyi harfi harfine takip etmenize gerek yok. Yapılabileceğini düşündüğünüz şeyle başlamanız yeterlidir. Unutmayın, kendi hayallerinize odaklanın, başkalarının fikirlerine değil, gizli potansiyelinizi serbest bırakın. böylece özgüven gelişiminize olumlu yönde büyük katkılar sağlayacaksınız. Özgüveni Geliştirmenin, bunun için emek vermenin bile önemli ve değerli olduğunu bilmelisiniz. Özgüveni geliştirmek yaşam kaliteniz içinde oldukça önemlidir. Çünkü kendine güvenen birisinin yaşam kalitesi ve yaşam olayları üzerinde kontrolü daha fazladır. Kriz yönetimi daha işlevseldir.

Özgüven eksikliği olan kişiler de ise, kendini değersiz görme, kendinden ve kararlarından emin olamama, diğer insanlardan kendini aşağı görme, utangaç olma gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu kişiler özgüveni geliştirme yolunda çaba göstermezler ve bu sorunlar devam ederse ilerleyen zamanlar da psikolojik sorunlarla da karşılaşabilirler.

Özgüveni Geliştirme konusunda ve diğer konularda bilgi almak için Alanya Psikolojik Danışmanlık Merkezi ve Alanya Psikolog  olarak bizlere ulaşabilir veya bizleri ziyaret edebilirsiniz. 

]]>
Ergenlik Dönemi Sorunları https://hulusisarikadioglu.com/ergenlik-donemi-sorunlari.html Wed, 29 Dec 2021 12:38:21 +0000 https://hulusisarikadioglu.com/?p=2378 Çocukluk ve yetişkinlik arasındaki geçiş dönemi olarak bilinen ergenlik dönemi; fiziksel, psikolojik ve sosyal alanlarda büyüme ve olgunlaşma ile ilgili en dramatik değişiklikleri içerir. Ergenler bireysel olarak yaşadığı değişimlere uyum sağlarken, gerçekleştirmesi gereken gelişim aşamaları da vardır. Dolayısıyla bunları başarıyla tamamladıktan sonra kendi özel statüsünü elde edebilir ve yetişkinliğe girebilir. Büluğ çağı (ergenlik dönemi)15-25 yaşları arasında yaşanan bir süreçtir, ortalama olarak kızlar 10-12 yaşlarında, erkekler ise 12-14 yaşlarında başlar. Bu dönemde edinilmesi gereken en önemli beceri, duygusal olarak aileden bağımsız olmak, ayrılıp bir birey olmak, kendi seçimlerini yaparak bağımsızlığını kazanmaktır. Ergenlik döneminde birey artık çocuk ve yetişkin değildir. Kim olduğuna dair cevaplar arıyordur, bu yüzden kendisine en uygun olanı bulmak için birçok kimlik ve rol deneyecektir.

Çocuk ve yetişkin olunmayan ve arada kalan bu evre de ergen, riskli davranışlarda bulunabilir. Büluğ çağında olan gençlerin hayata karşı ilk deneyimlerini en sağlıklı şekilde edinmelerini, kendilerine ve çevreye zararlı davranışlarda bulunmamaları için yardıma ihtiyaçları olabilir. Bu nedenle bu dönemde ki gençlerle olumlu sosyal ilişkiler kurarak onlara psikososyal gelişimleri açısından en faydalı şekilde yardım etmeye çalışmalıyız. Psikolog Alanya kadromuzda bulunan Uzman Klinik Psikolog Hulusi SARIKADIOĞLU dan bu konuda profesyonel bir yardım alabilirsiniz.

Ergenlik genel olarak üç evrede ele alınır;

Erken ergenlik(Buluğ çağı): Erken ergenlik 11-14 yaş arası dönemdir. Bu dönemin en belirgin özelliği gençlerin fiziksel değişimlere uyum sağlamak için gösterdikleri büyük çabadır. Fiziksel değişiklikler bazen çok ani olur, bu nedenle ergenler bedenlerini yabancı gibi hissederler. Uzamış kollar ve bacaklar sakarlığa neden olabilir. Önce eller ve ayaklar büyümeye başlar ve bu büyüme kollar, bacaklar ve gövde ile devam eder. Bu vücudun orantısız görünmesine neden olabilir. Yaşanılan fiziksel değişimler, ergenlik öncesi dönemden farklı erkek ya da kız kimliklerinin algılanmasının yanı sıra öne çıkan cinsiyet kimliklerinin de ortaya çıkmasına neden olur. Bu soyut kavramlar hakkında düşünme yeteneği kazanma döneminin başlangıcıdır. Ani duygu değişimlerinin olduğu bir dönemdir.

Orta Ergenlik: Orta ergenlik 14-17 yaş arası dönemdir. Bu evrede genç yaşadığı değişimlere uyum sağladığı ve büyümenin çok hızlı olduğu bir dönemdir. Cinsel dürtülerini kontrol etme yöntemlerini bu dönemde keşfeder. Soyut kavramları algılama ve üzerine düşünme yetenekleri artar. Akıl yürütmeyi ve yeni bilgilere uyum sağlamayı bu dönemde daha fazla kullanır. Bu evrede her konuda tartışabilir ve her konuda karşıt görüşte olabilir. Bu bağımsız birey olma isteğinden meydana gelmektedir.

Geç Ergenlik:  Geç ergenlik, 18-22 yaş dönemidir. Bu dönemde yetişkin rollerini benimsenmektedir. Artık kimliğinin oluştuğu ve yetişkin olarak görev alabilecek olgunluğa geldiği evredir.

Gelişim dönemi yaşları, kaynaklara göre ve bireylerin gelişimlerine göre farklılık gösterebilir.

Ergenlere Ebeveynler Nasıl Davranmalıdır?

En önemlisi, gençlerin anlaşılma ve değer görme duygusunu yaşamaları gerekir. Bu nedenle anne babaların bu duyguları yaşatmak için söz ve davranışlarına dikkat etmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde gençlerin bu duygularını tatmin etmek için farklı bir ortama ihtiyaçları olacaktır. Ebeveynler ergenlerle çatışmalardan kaçınmalı ve davranışlarıyla onun mahremiyetine, kişiliğine ve tarzına değer verdiklerini göstermelidir.

Arkadaş ilişkilerini kabullenmeli ve desteklenmeli, ergenleri koşulsuz sevmeli, şartlara bağlamamalı ve anne-baba kendini tatmin etmek adına eleştirmek yerine onu sevdiğini hissettirmeli ve bunu sözlü olarak ifade edilmelidir. Ebeveynler gençlerin görüşlerini almalı ve onların fikirlerine değer verdiklerini göstermelidir. İlgi alanlarını ve yaptıkları seçimleri desteklemek özgüvenlerini artıracaktır.  Ebeveynler ergenlerle gelecek planı yapmalı, geleceği hakkında konuşmalı ve desteklenmesi gerekli olan durumlar da desteklemelidir. Ergenlik dönemi genel olarak zorlu ve gergin geçiyorsa bu konuda bir uzmandan destek alınması fayda sağlayabilir. Alanya Psikolojik Danışmanlık Merkezini detaylı bilgi için arayabilirsiniz.

Ergenlik Dönemi Ruhsal Sıkıntıları

Ergenlik kişiliğin oturmaya, hayat perspektifinin belirlendiği, fiziksel gelişim ve değişimlerin hızlı olduğu bir dönemdir. Ergenlik döneminde psikolojik problemler ortaya çıkabilir. Fiziksel ve ruhsal değişimlere anlam veremeyen genç bu geçiş döneminde ruhsal sıkıntılar yaşayabilir. Bu dönemde ki ruhsal sıkıntılar kişinin hayatı boyunca sürebilecek sorunlara neden olabilir.  Bu nedenle ergenlik dönemde psikolojik destek önem kazanmaktadır.

Ergenliğin psikolojik sorunlarıaşağıda belirtilmiştir :

Ergenlerde Obsesif-Kompulsif Bozukluk(Takıntı)

Bu sorunla mücadele eden ergenler de ayrıntılara çok fazla girme ve ayrıntıya çok takılma olabilir. Düzgün, titiz ve düzenli olurlar. Saplantılı düşünceleri onu rahatsız eder, hep bu düşüncelere yoğunlaşır ve onun için yorucu bir eylem haline gelir. Bu düşüncelere karşı rahatlamak ya da düşüncelerden kurtulmak için belirli hareketleri tekrarlayabilir. Psikoterapi ve ilaç tedavisi genellikle uygulanan yöntemlerdir.

Ergenlerde Depresyon

Bu dönemde depresyon eğiliminde artış görülebilir.  Duygu eksikliği yaşar ve hiç bir şeyden haz duymaz. Ergenlik döneminde depresyon uzun sürmeyen ve duruma bağlı ortaya çıkmış olabilir. Ama bu süre uzarsa ve kilo kaybı, uyku sorunları vb.  durumlar da eşlik ediyorsa yardım alınması gerekir. Bu dönemde üzüntü, kendini aşırı suçlama ve kendini değersiz görme durumları görülebilir.

Ergenlerde Madde Kötüye Kullanımı

Farklı maddelere başlamanın yaşı oldukça düştü, bu nedenle ergenlik dönemi içinde madde kullanmaya başlanması, ergenleri risk grubu içine sokmaktadır. Bağımlılık, bireyin madde kullanımı üzerinde kontrol mekanizmasını kullanamamayı ifade eder.  Ergenlik döneminde bir gruba ait olma ve grup içinde yer bulabilmek için istenilenleri yerine getirme duygusu hakim olabilir. Yetişkinliğe geçiş döneminde ki stres, kaygı ve benzer olumsuz duygulardan kaçmak içinde madde kullanımı başvurulan yanlış bir yöntem olabiliyor. Koruyucu yöntemler en etkili yöntemimizdir.  Koruyucu yöntemde maddeye hiç başlamadan engelleyebilmek ve onu koruyabilmek üzerine yöntemler olmalıdır.

Ergenlerde Şiddet ve Saldırganlık

Ergenlerde agresif, saldırgan ve şiddet eğilimi görülebilir.  Bu dönemde şiddetten hoşlanma ve sorunları çözmek için yanlış bir yöntem olarak seçebilir.  Ergenin bu tutumu zamanla kalıcılık gösterebilir, ileriki yaşlarında da bu eğilimi sürdürebilir. Araştırmalar da bu durumun yaşamın ilerleyen dönemlerinde antisosyal eğilim ve suç işleme sorunlarına dönüşebileceğini göstermektedir. Anne-baba tutumları da ergenlerde saldırgan davranışlar ortaya çıkmasına  neden olabilmektedir.

Ergenlerde Yeme Bozuklukları

Ergenlik dönemi içinde dış görünüşün çok ayrı bir yeri vardır.  Ergenlik döneminde dış görünüş oldukça önemlidir.  Bu nedenle yeme bozukluğu ergenler de dikkat edilmesi gerek bir konu haline gelmektedir. Ergenlik döneminde fiziksel görünüşe yüklenen anlam oldukça fazladır. Arkadaş çevresinde bu konuda zorbalığa uğramış bir genç için daha fazla anlam taşıyabilir. Bu nedenle yemek yenen ortam gerilme ya da bulunmak istememe, kilo, fiziksel görüntüsü gibi konulara aşırı ilgi, sık aynaya bakma, uyku problemleri, sağlıksız diyetler yapma vb davranışlar görülebilir.

Ergenlik dönemi gergin, sorunlu geçiyorsa bir uzman yardımına başvurmak gerekebilir. Daha detaylı bilgi almak için Alanya Psikolog  ve Alanya Psikolojik Danışmanlık Merkezimize  ulaşabilir veya bizleri ziyaret edebilirsiniz.

 

]]>
Yeme Bozuklukları: Anoreksiya Nervoza-Bulimia Nervoza https://hulusisarikadioglu.com/yeme-bozukluklari-anoreksiya.html Thu, 23 Dec 2021 16:31:10 +0000 https://hulusisarikadioglu.com/?p=2365 Yeme bozuklukları; başlangıcı genellikle ergenlik döneminde görülen; yeme davranışlarına bağlı olarak beden imajının bozulmasını içeren ciddi bir durumdur. Yeme bozuklukları farklı şekillerde gözlemlenebilir. Bazı durumlarda bireyler kendilerini ciddi şekilde aç bırakabilir, bazı durumlarda ise yedikleri vücuttan uzaklaştırılabilir. Anoreksiya nervoza, bulimia nervoza, tıkınırcasına yemek yeme, yemekten kaçınma, gibi farklı şekillerde görülebilir ve her birine müdahale biçimleri de birbirinden farklılık göstermektedir. Psikolog Alanya kadromuzda bulunan Uzman Klinik Psikolog Hulusi SARIKADIOĞLU dan profesyonel bir yardım alabilirsiniz.

Yeme Bozukluklarının Nedenleri

Yeme bozukluklarını açıklamak için farklı teoriler olsa da bu temalar biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörler olarak ayrılabilir. Anoreksiya nervozada; genetik duyarlılık, direnç, mükemmeliyetçilik, kompulsif davranış kalıpları, modern toplumun dayattığı beden imajı, zayıf kalmakta aşırı ısrar, zayıflığı başarı ve güzellikle eşleştirme gibi etkenler olmakla birlikte; bulimia nervoza belirtileri; beden imajı ve olumsuz kendini yükleme ve sık diyet yapma, erken çocukluk fazla kilolu olma.

Tıkınırcasına yeme dönemlerinde insanlar genellikle yüksek kalorili yiyecekler (kek, dondurma, çikolata vb.) yerler. Aç değilken bile çok yemek yer ve canları ister. Yemek yeme süresi kısadır, yani son derece hızlıdır. Fazla çiğnemeden yutarlar. Genelde yalnız yemek yemeyi severler. Rahatsızlık hissedene kadar yemek yemeyi bırakmazlar. Genellikle gün içinde uzun süreler boyunca bu “yemek ritüeli” hakkında hayal kurarlar ve atak öncesi ciddi miktar da yiyecek satın alabilirler. Ataktan sonra pişmanlık ve suçluluk duyarak kendilerini acımasızca eleştirdiler. Sosyal ortamlardan kaçınırlar. Sürekli diyet yaparak kilo verme ve geri alma şeklinde diyetler konusunda deneyim sahibi olurlar.

Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan insanlar, yiyecekleri olumsuz duygular ve duygusal sıkıntı ile başa çıkmak için kısa vadeli bir araç olarak kullanırlar. Yiyecekler, karşılanmamış ve tanınmayan duyguların kaygısını bastırarak bir yardımcı görevi görebilir. Açlığı veya tokluğu gösteren fizyolojik sinyalleri algılayamaz. Bilinçaltı ihtiyaçlarını ve çatışmadan kaynaklanabilecek ihtiyaçları karşılamak için yiyecek için koşarlar. Yeme aktivitesi ve gıda maskesinin altında yatan problemlerle meşgul olmaz ve bunu maskelerler. Yemek, kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayan, duyguları bastıran ve güç hissi uyandıran sihirli bir değnek olarak kabul edilir. Sıkıntıya neden olan duygular ertelenebilir ve tanınabilir bir forma, bir atıştırmalığa dönüştürülebilir. Suçluluk duygusu, yalnız kalma veya çevrenizdekilerden uzak durma davranışı ve düşük benlik saygısının eşlik ettiği en belirgin özelliklerdir.

Anoreksiya Nervoza

Anoreksiya nervoza; düşük kilo ile birlikte aşırı kilo alma korkusu, zayıf kalmaya çalışma ve kendi bedenini tanımada bozulmuş bir algı vardır. Semptomlar genellikle ergenlikte, 12-13 yaşlarında başlar ve bazı durumlarda geç pubertede gözlenebilir.

bulimia Nervoza

Bulimia Nervoza; normalde kişini yiyemeyeceği besini kısa sürede aşırı miktarlarda tüketmesi ve devamında fazla alınan kalorilerden kurtulmak ve kilo alımını engellemek için kusma, aşırı fiziksel hareket, kendini aç bırakma ve ilaç yöntemleriyle kilo alımını engellemeye çalışır.

Anoreksiya Kimlerde Görülür?

Anoreksiya ciddi psikolojik sorunları olan kişilerde de görülebilir. Diyet yapmaya veya kilo vermeye bağımlı olmayanlar bile hayatlarının çok sorunlu dönemlerinde yeme bozuklukları yaşayabilirler. Genç kadınlarda daha sık görülür. Aile, okul, iş, ilişkiler vb. sorunları olan kişiler yemek yemeyi reddederler, zorla yiyenler ise çıkarırlar. Sonuç olarak kısa sürede çok kilo vermişler ve bu hastalığın tüm etkilerini yaşamışlardır. Sorun çözüldükçe beslenme sorunu ortadan kalkacaktır ancak bu aşamada ciddi ve kalıcı fiziksel sorunlarla karşılaşabilirler.

Bulimia Kimlerde Görülür?

Bulimia nervoza kadınlarda erkeklere oranla 10 kat daha fazla görülür. Mutsuzluğa eğilimi olan, çevresine ilgisi az olan kişiler de, Düşük benlik saygısı olan insanlar da, küçükken aşırı derecede endişeli olan insanlar, sosyal fobisi olan insanlar da, zayıf bir bedeni idealize eden insanlar, çocukluk çağında fiziksel ve cinsel istismara uğramış kişiler, erken ergenliğe giren insanlar da daha sık görülebilir.

Anoreksiya’da Belirtiler nelerdir?

Normal insanlardan daha zayıftırlar ve şişmanlamaktan çok korkarlar. Normal bir kiloyu korumayı reddederler ve  zayıf olsalar bile kilolu olduklarını düşünürler. Hayatlarını kilo vermeye odaklarlar. Yiyecek, kilo ve diyete takıntılıdırlar. Yiyecek miktarını aşırı derecede sınırlarlar. Aşırı derecede zayıf  olsalar bile çok egzersiz yaparlar. Kilo alımını önlemek için kusarlar, müshil kullanırlar veya diüretikler kullanırlar.

Anoreksiya hastalarının kişilik özellikleri: kendini küçük düşürme. Öfke, üzüntü veya korku gibi olumsuz duyguları ifade etmede zorluk. Sorunlarla başa çıkmada  zorlanma. Başkalarını memnun etme ihtiyacı hissederler, yaptığınız her şeyde en iyisi olmaya çalışmak.  Ebeveynlerle ilgili sorunlar. Aileden ayrılma da veya bağımsız olma da zorluk çekebilirler. Aile için yüksek beklentiler. Bağımsız olması ve kendine yetebilmek konusunda endişeleri olabilir.

Bulimia‘da Belirtiler nelerdir?

Sürekli ağırlık ve vücut şekli hakkında düşünürler. Kilo alma korkusuyla yaşarlar. Tek seferlik tıkınırcasına yeme atakları görülür. Tıkınırcasına yeme sırasında yemeyi bırakamama ve yiyecek miktarını kontrol edememe durumu olur. Aşırı yemeyi telafi etmek için zorla kusma veya aşırı egzersiz yaparlar. Yeme atakları ve kalori kısıtlaması arasında uzun süreli kendilerini aç bırakma. Bitkisel zayıflama çayı gibi ürünlerin kullanılması sayılabilir.

Anoreksiya olan kişilerin düşünce yapıları nasıldır?

Anoreksinin en temel sorunu, kendi beden ağırlıklarını ve vücut şekli bozuk algılamasıdır. Anoreksi olan kişiler çok zayıf olmalarına rağmen şişman olduklarından şikayet etmeye devam ederler. Göbeklerinin olması onlar için bir kabus olur ve başkalarının ne düşündüğü ve nasıl değerlendirdiği onlar için önemli değil. Anoreksiyada zayıf bir beden tutkuya dönüşür.

Yeme bozukluklarında profesyonel yardım oldukça önemlidir. Bulimiya nervozada bilişsel davranışçı terapi ve ilaçla tedavi  birlikte uygulanmaktadır. Psikoterapi ile birlikte, aile ile işbirliği ve ailenin tedaviye katılımı önemlidir. 

Daha detaylı bilgi almak için Alanya Psikolog  ve Alanya Psikolojik Danışmanlık Merkezi ulaşabilir veya bizleri ziyaret edebilirsiniz.

]]>
Alanya Psikolog https://hulusisarikadioglu.com/alanya-psikolog.html Wed, 08 Dec 2021 13:26:06 +0000 https://hulusisarikadioglu.com/?p=2306 Psikolojik sorunlar kişi için tahmin edilenden çok daha zordur. Bu konuda uzmanlardan yardım almayan kişiler için bu süreç ve sorun çok daha zorlu olabilmektedir. Alanya psikolog olarak bizler bu süreçte sizlere destek olmak, bu zorlu süreci atlatmanız için yanınızda oluyoruz. Klinik Psikolog ve Psikolojik Danışman kadrosuyla yüz yüze ve online şekilde sizlere destek veriyoruz.

Alanya Psikolog Kadrosundan Hangi Durumlarda Psikolojik Destek Alınmalı?

Psikolojik destek alma, psikoloğa gitme oranları son yıllarda ülkemizde artış göstermiş ve psikolojik yardımın önemi daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır. Psikolojik destek alma oranı, Alanya’da da artmasına rağmen pek çok kişi psikoloğa gitme konusunda kararsız ve aklında ki sorulara cevap arıyor. Bu kişiler hangi durumlarda destek alması gerektiğiyle ilgili sorularına cevap aramaktadır.

  • Uzun süren çökkünlük ve depresif ruh halindeyseniz
  • Enerjinizin tükendiğini hissettiğinizde
  • Yaşam kalitenizi ve üretkenliğini yükseltmek için
  • Özgüven sorunları yaşıyorsanız
  • Dikkat ve konsantrasyon ile ilgili sorunlar yaşıyorsanız
  • Aşırı kaygılı, tedirgin biri iseniz
  • Takıntılı düşünce ve davranışlardan kurtulmak için
  • Çocuk ve ergenlerle ilgili sorunlar için
  • Aile ve evlilik  hayatınızla ilgili sorunların çözümü için
  • Cinsel sorunların çözümü için
  • Bağımlılıklarla ilgili sorunlar için,

Bu ve bunun gibi sizi rahatsız eden durumlarda desteğe ihtiyacınız var demektir. Saydığımız maddelerin dışında sizi rahatsız eden, yaşam kalitenizi düşüren başka durumlarda olabilir. Bu durumlarda da bir profesyonelden yardım almanız sizin için iyi olacaktır. Listelediğimiz ya da listede olmayan sizi olumsuz etkileyen durumların ne zamandır sizinle olduğu, sosyal hayatınızı ne kadar etkilediği de oldukça önemlidir. Bilgi almak için Alanya psikolog olarak bizleri arayabilirsiniz. Kadromuzda bulunan Uzman Klinik Psikolog Hulusi SARIKADIOĞLU ve Alanya Psikolojik Danışman ve Aile Danışmanı Gülderen AKDAĞ’dan profesyonel bir yardım alabilirsiniz.

Son yıllarda insanlar daha çok bilinçlenerek psikolojik sağlığın önemini daha çok kavradı ve kendilerini bu yönde geliştirmek için çaba gösteriyorlar. Bu nedenle artık insanlar psikolojik sıkıntılarını çözebilmek için psikolojik destek alma konusunda daha istekliler.

Psikolojik Danışmanlık Desteğinin Sağladıkları

En iyi psikolog, en iyi terapi tekniklerini kullansa bile kişi hazır olduğu kadar ve ihtiyacı kadar yardımı alabiliyor. Psikolojik destek sürecinde en önemli kısım danışanla kurulan ilişkidir. Burada iyi bir psikolog danışanın kendisini en iyi şekilde ifade etmesi için belirli bir yere kadar sorular sorar, getirdiği sorun için bir alan çizer. Psikolog burada danışanın anlattıklarını düzeltmek, onaylamak ya da itiraz etmek gibi bir rol üstlenmez. Psikolog burada danışanın söylediklerinde kalıplarını, tekrar eden örüntülerini bulmaya çalışır. Bu nedenle yardım almak için gelen kişilerin bu süreçte kendilerini açmaları ve paylaşımcı olmaları süreç için oldukça önemlidir.

Alanya psikolog hizmeti, danışanların zor durumların ve sorunların üzerine gitmesini, yüzleşmesi noktasında yardım etmek, sosyal ve gündelik hayatlarına en iyi şekilde devam etmelerine yardımcı olmak. Kişinin kendini olduğu gibi kabullenmesini ve başka sorunlarla daha işlevsel mücadele etmesini sağlamayı amaçlar. Tüm bunlara ilave olarak Alanya psikolog olarak, bireylerin yaşadıkları olumsuz durum ve sorunların sorumluluğunu üstlenmeyi, kişiyi yıpratan olaylara dışardan biriymiş gibi bakabilmeyi ve analiz edebilmeyi öğretebilmeyi hedefler. Böylece bireyler olaylar karşısında daha sağlam psikolojik dayanıklılıkla mücadele edebilir, olayların olumsuz etkileriyle daha rahat mücadele edebilir.

Diğer bir fayda ise bireyin duygularını tanıması ve kontrolünü sağlamasıdır. Kişini olaylar karşısında aşırı tepki ve reaksiyon göstermesi yerine daha akılcı ve kontrollü olmasını sağlar. Bu sayede olaylara karşı daha çözüm odaklı ve daha mantıklı yaklaşımlar sergileyebilirler. Bu şekilde kişi iç görü kazanarak kendi kişisel gelişimine de katkı sağlamış olacaktır. Kişi bu şekilde olumsuz yaşam olayları karşısında daha güçlü ve akılcı olabilir ve potansiyelini görüp daha ileri taşımak için çaba gösterebilir.

Psikolojik Destek Nasıl Gerçekleşir?

Süreç yüz yüze ya da online gerçekleştirilmektedir. Seans süresi 60 dakika ve kullanılan yöntemler kişinin ihtiyacına göre belirlenmektedir. Psikolojik destek süreci,  seansların tamamlanması kişiye ve çalışılan duruma göre değişmektedir.  Bu süreçte psikolog tavsiye veremez, doğrunuzu bulmanıza yardımcı olur, isteklerinizi keşfetmenizi sağlar ve farklı bakış acıları kazandırır. Aynı zamanda psikolog kişisel yorum yapmaz, yargılamaz, kınamaz. Sadece anlamaya ve yardım etmeye çalışır.

Daha detaylı bilgi almak için Alanya Psikolog  ve Alanya Psikolojik Danışmanlık merkezimize  ulaşabilir veya bizleri ziyaret edebilirsiniz.

]]>
Çift ve Evlilik / Aile Danışmanlığı Amaç ve Hedefleri Nelerdir? https://hulusisarikadioglu.com/cift-ve-evlilik-aile-danismanligi-amac-ve-hedefleri-nelerdir.html Wed, 24 Nov 2021 01:00:22 +0000 http://hulusisarikadioglu.com/?p=2164

Evlilik; kişinin hayatındaki birkaç önemli dönüm noktasından biridir. Çiftlerin sağlıklı ve mutlu birliktelik kurabilmesi için hem bireysel olarak hem çift olarak yaşantıları etkilidir. Çift ve evlilik terapisi bireysel özelliklerden faydalanarak çiftin uyum sürecine katkı sağlayan yöntemler içerir.

Çift ve Evlilik Terapisi

Türkiye ve dünyadan pek çok psikolog mutlu bir evliliğin sürdürülebilmesi için çiftlerin hem biyolojik hem psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini savunur. Mutlu ve huzurlu bir evlilik bireyin genel yaşantısına daha olumlu etkilemeye katkı sunarken mutsuz bir evlilik ise bireyin yaşantısını olumsuz yöne doğru sürüklemektedir. Evlilik danışmanı, her çiftin zaman zaman yaşadığı belli başlı problemleri tanımlayarak gereken yöntemlerle çiftin arasındaki uyum sürecini arttırmayı hedefler.

Kişinin bireysel olarak yaşamda var olabilmesi, çiftin birbiriyle uyumunun artırılması, cinsel davranış ve beklentiler, sosyal hayat ve ekonomik – finansal durum, çevresel ve toplumsal etmenler, fiziksel ve genel sağlık durumu gibi nedenlerin tümü kişinin evliliğindeki mutluluğu etkilemektedir.

Aile Danışmanlığı Amaç ve Hedefleri Nelerdir?

Evlilik, Çift olarak uyumlu olmayı ve anlaşmayı gerektirdiği kadar gelecek nesilleri oluşturacak çocukların yetişmesi için bir aile ortamı sağlar. Evlilik terapisti çiftin mutlu bir evlilik sürdürebilmesi ve birbirlerini uyum sürecini artırdığı gibi eğer varsa çocuklarla olan iletişimi de ele alır. Çocuk yetiştirme tutumları her iki bireyde de belli noktalarda benzerlik veya farklılık gösterebilir. Sağlıklı ve mutlu çocuklar yetiştirmek için anne ve babanın sürekli benzer yaklaşım içerisinde bulunması zorunlu değildir. Ancak iletişim dili çatışmaları engellenmesi çocukta güvenli bağlanmayı sağlar. Bu yüzden çiftler arasında çocuk yetiştirme tutumlarına dair belli noktalarda ortak yaklaşımların ve kaliteli ortak zaman geçirmenin arttırılması için çalışmalar önerilmektedir.

Her bireyin farklı özelliklere sahip olması gibi her evlilik de birbirinden farklıdır. Evli Yaşama biçimi ve tarzları da farklılık gösterir. Önce bireyleri kişisel olarak tanıyarak çiftlere yaklaşım ve metotlar sunmak önemlidir.

Evliliğimi Nasıl Mutlu Bir Hale Getirebilirim?

Bireysel iyi oluş hali evliliği daha iyi hale getirirken evlilikteki iyi oluş hali de bireysel iyi oluş halini etkilemektedir. Evlilikte başarıda bireylerin birbirine pozitif yaklaşım ve toplumları önemlidir. Bireysel olarak mutluluğu arttırmak evlilik mutluluğunu etkiler ve evlilik mutluluğunu artırmakta bireysel mutluluğu artırır. Dolayısıyla öncelikli olan kişinin kendi mutluluğunu yaratmasıdır. Bir evliliği incelerken üç temel kategori göz önünde bulundurulur.

  • Bireysel durum ve mutluluk
  • Çift olarak sağlanan mutluluk
  • Çevresel Faktörler

Sağlıklı bir evlilik; sevgi, saygı, bağlılık, işbirliği ve güven içerisinde yürür. Bireysel yapıcı tutum, problemler ve Stresle baş edebilme seviyesi, Çift olarak çıkan çatışmaları ve problemleri önleyebilmek yeteneği ve iyi iletişim kurabilme seviyesi önemlidir. Bireysel ve çift olarak sağlanan faktörlerin dışında çevresel etmenler de etkilidir.

Karşılaşılan en büyük problemlerden biri çiftlerin yeni bir aile kurmalarına rağmen kendi anne ve babalarından tam olarak ayrışamayıp, özerk bir hayat kuramayıp bireyselleşememesidir. İş stresi, ev içi ve ev dışı sorumluluklar, yaşamın getirdiği güçlükler, borçlar, sağlık sorunları bireysel yaşamı ve evliliği olumsuz yönde etkileyen diğer çevresel faktörlerdir. Evli daha mutlu bir hale getirmek için yukarıda belirtilen üç temel kategori iyileştirilme ye çalışılır.

Çift ve evlilik terapisi, aile danışmanlığı hizmetinde Alanya psikolog ve terapi merkezi olarak hizmetinizdeyiz.

]]>
Bağımlılıklar- Çözüm Odaklı Kısa Süreli Psikoterapi ile Bağımlılıklardan Kurtulmak Mümkün https://hulusisarikadioglu.com/bagimlilik-nedir.html Wed, 24 Nov 2021 00:57:06 +0000 http://hulusisarikadioglu.com/?p=2161

Bağımlılık başka bir nesne, kişi veya olayın iradesi ve baskısı altına girecek kadar duyulan önlenemez bir istektir.

Bağımlılık Nedenleri

Bağımlılığı nedenlerini klasik psikoterapistler veya psikodinamik kuram ve yaklaşımlarına göre bazı farklılıklar gösterir. Farklı bağımlılıkların ise farklı bağımlılık sebepleri vardır. Fiziksel durum, genetik yatkınlık, nöropsikolojik etmenler, geçmiş yaşam deneyimleri etkilidir. Örneğin madde ve uyuşturucu bağımlılığı, bir beyin hastalığıdır, şeklinde nitelenir. Oysaki oyun bağımlılığı veya alışveriş biriktirme ve istifleme bağımlılığı gibi bağımlılıkların beyin hastalığından çok sosyal olgularla baş etmedeki güçlük gibi nedenlere dayanabilir. Kişiler dış dünyanın zorluklarına baş etme noktasında eksiklik veya beceriksizlik yaşadığında bir kaçış veya savunma mekanizması olarak belli bağımlılıklar geliştirebilir. Bağımlılık mücadele öncelikle kişiyi reddetme seviyesinden kabul etme ve bağımlılıktan kurtulmaya niyet etme seviyesine getirmekle başlar.

En Sık Karşılaşılan Bağımlılıklar Nelerdir?

Bir nesne, kişi veya olaya duyulan istek normal düzeyde mi yoksa bir bağımlılık mı? Bunu belirleyen faktörler ölçülmektedir. Belli bir durumdan Kaçmak için mi kullanılır? Bırakmak isteyip de engellenemez veya önlenemez bir seviyede midir? Varlığı ve devam etmesi günlük hayatın sosyal yaşamı olumsuz etkilemekte ve rutin işlerden alıkoymakta mıdır? Tüm bu sorular çerçevesinde Aşağıdakilerin bağımlılık seviyeleri incelenerek tedavi programı oluşturulur.

  • Alkol bağımlılığı
  • Sigara bağımlılığı
  • Uyuşturucu ve madde bağımlılığı
  • Kumar bağımlılığı
  • Bilgisayar- ekran bağımlılığı
  • Oyun bağımlılığı
  • Adrenalin bağımlılığı
  • Alışveriş bağımlılığı
  • Toplama biriktirme istifleme bağımlılığı
  • Seks bağımlılığı
  • Diğer

İhtiyaç mı Bağımlılık mı?

Bir nesne veya olayın ihtiyaç mı bağımlılık mi olduğunu belirlemek için beni teoriler geliştirilmiştir. Bağımlılık seviyesi ve ihtiyaçlar hiyerarşisine göre uygulanan tedavi programı değişir. İlk basamaklar ve seviyeler doğal ve kontrol edilebilir. Son basamaklar ve seviyeler kontrol edilemez bir hale dönüşerek kişinin hayatını olumsuz etkiler.

Çözüm Odaklı Kısa Süreli Psikoterapi ile Bağımlılıklardan Nasıl Kurtuluruz?

Psikoterapi yöntemi sigara ilk yöntemleri arasında en sıklıkla tercih edilen yöntemdir. Gelişen çağa ayak uyduran mı içinde kısa süreli terapi metotları oluşturulmuştur. Kişinin zihninin büyük bir çoğunluğu bilinçaltı veya bilinçdışı denilen bölümde gerçekleşir. Terapi yöntemi ile Danışan ile kurulan bağ kısa sürede çözüm odaklı yaklaşımla tedavi edilir.

Bağımlılık tedavisi kısa süreli dinamik psikoterapi yöntemi ile mümkündür. Psikoterapi danışanların psikolojik sorunlarını kendi istedikleri yönde değiştirmeleri, algı anlayış tutum ve davranışlarında olumlu yönde dönüşe bilmeleri için yapılmaktadır. Ego psikolojisi, istenç psikolojisi, kişilerarası psikoloji gibi durumlar değerlendirilerek bütüncül bir tedavi programı uygulanır.

Alanya psikolog ve Psikolojik Danışmanlık Merkezinde sadece bağımlılıklar değil farklı psikolojik durumlar ve etkili sonuç için kısa süreli psikoterapi yöntemi kullanılmaktadır.

]]>